4 tane universite ogrencisi, uyanamadiklari icin matematik
finaline gec kalirlar ve okula gidince hocaya arabalarinin lastiginin
patladigini soylerler...
Hoca ilk basta inanmaz ama ogrencilerinin
yalvarmalarina dayanamayarak, onlari 3 gun sonra sinav yapacagini soyler.
Sinav gunu gelince hoca, 4 ogrencinin hepsini bos bir salonun ayri ayri
koselerine oturtur.
Sinav gecme sistemi soyledir: 100 uzerinden 50 puan alan herkes
sinavi gecebilir... Hocanin hazirladigi sinavda ise on sayfada 10'ar
puanlik 4 tane basit matematik sorusu vardir... Bunlari kolayca cozerler.
Arka sayfada ise 60 puanlik 1 soru vardir: "Hangi lastik
patladi
İKİ ARKADAS
İki arkadaŞ, Hamdi ile Mahmut, beraberce bir iş
seyahatine çıkmışlar.Hamdi, Mahmut'un her gece yatmadan önce 'Allahım, anamın düşündüğü düşman başına,
karımın düşündüğü benim başıma' diye dua ettiğine dikkat etmiş ve sormuş
"Arkadaş senin anan bu kadar kötü bir kadın mı? Senin karın bir melek mi?
Halbuki normal olarak insanların anaları iyiliklerini ister!" Hamdi gülümseyerek cevap vermiş
"Kardeşim şimdi anam oturup düşünüyordur. "Benim Hamdi'nin başına bir iş mi geldi? Bir kaza mi geçirdi?" diye.
Halbuki karım "Bu herif kim bilir şimdi hangi kadınla eğleniyordur? Neler beceriyordur?" diye düşünür.
Onun için anamın düsündügü düsman basına, karimin düşündüğü benim basıma der dururum."
İŞİTME CİHAZI
Adam isitme cihazi almak için bir magazaya girmis, tezgâhtara;
"Ucuz bir sey olsun!" demis...
"Fiyatlar 2 dolar ile 2000 dolar arasinda degisiyor efendim..!" demis
tezgâhtar...
"2 dolarlik model nasil bir sey?"
"Bu butonu kulaginiza takip su teli boynunuzun üzerine birakiyorsunuz efendim!"
"Bu nasil çalisiyor?"
"Çalismiyor efendim... Kulaginizda bunu görenler daha yüksek sesle
konusmaya basliyorlar
Yalancı Eşşek
Çobanın biri dağda koyun otlatmaktadır.O sırada ihtiyar bir adam
çobanın yanına gelir ve su ister. Çoban ihtiyar adama su verir. İhtiyar da
çobana teşekkür ederek biraz soluklanmak için çobanın yanına oturur. O
sırada ihtiyarın gözü çobanın köpeğine takılır ve çobana dönerek
- Ey çoban senin bu köpeğin konuşur mu? der
Çoban gülerek
-Amca o bir köpek köpek nasıl konuşsun der
I sıra ihtiyar adam elindeki asasını köpeğin önüne vurarak
-Ey köpek anlat bakalım çobanın sana ne yapıyor, nasıl davranıyor
diye sorar.
Köpeğin gözleri açılır ve başlar konuşmaya
-Çobanım bana çok iyi daranıyor, her gün yemeğimi veriyor, ben de
sürüsüne bakıyorum der.
Çoban çok şaşırır. Tam o sıra ihtiyarın gözüne çobanın koyunları
takılır ve çobana dönerek,
-Ey çoban senin bu koyunlar konuşur mu? der
Çoban;
-Amca hadi köpek bi şekilde konuştu ama onlar koyun nasıl konuşsun
der.
İhtiyar koyunların birinin önüne asasını vurarak;
-Ey koyun anlat bakalım çobanınız size ne yapıyor, nasıl davranıyor?
der
Koyunun gözleri açılır ve başlar konuşmaya
-Çobanımız bize çok iyi davranıyor. Sabahları ahırdan alıp, akşama
kadar otlatıp başımızda bekliyor tekrara akşam ahıra götürüyor,der
Çoban iyice şaşırmıştır. Tam o sıra ihytiyarın gözü bu sefer çobanın
eşeğine takılır ve çobana sorar.
-Ey çoban peki senin bu eşek konuşur mu? der
Çoban kızarır, bozarır ve ihtiyara dönerek
-Konuşur ama hep yalan söyler... der.
DAHA ÖNCE GELECEKTIK
Otomobil kazasinda olen yasli cift, dogru cennete gonderilirken
gorevli anlatmaya baslar:
"Su denize bakan villa sizin.
Yaninda tenis kortu, yuzme havuzu ve golf parkuru var.
Istediginiz herhangi birsey icin su dugmeye basmaniz yeterli.
Cennet gorevlileri derhal takdim edecekler.."
Gorevli ayrilinca, adam karisini azarlamaya baslar..
"Allah seni kahretsin Vildan, hep senin hatan.."
"Nasil yani bey ?!"
"O Allah'in belasi yuruyus programlarin, vitamin haplarin,
yulaf corbalarin, icki, sigara yasaklamalarin
olmasa buraya yillar once gelecektik.."
AIDS
Temel akciger kanseri olmus, doktorlar, " Iki aydan daha fazla yasaman
mucize olur!" demisler ve umitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.
Olecegini anlayan Temel, butun dostlariyla helallesmeye karar vermis.Fakat
bizim Temel gordugu herkese kendisinin AIDS hastaliginayakalandigini ve
iki ay icinde olecegini anlatiyor ve helal etmeleriniistiyomus>haklarini...
Bunu duyanlar Temel'e helallik
veriyorlarmis ama biryandan da elini bile son bir defa sİkİp,
kucaklasmaktan kaciniyorlarmis.Temel'in en iyi arkadasi Dursun Temel'in bu
yaptigini duyunca sormus; "YaTemel, anladik sen Kanser oldun olecen,
neden millete AIDS oldum diyon,bak herkesi bir korku sardi" demis. Temel;
"Ya Tursun, oyle de oleceeezzzboyle de olecez, bari kariyi saglama alalim" dedim
(Bir ayı aşkın süredir 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diyen Ankara elitlerinin durumu)
Biraz çelimsizce bir zat olan Terzi Fikri vefat eder.
Hanımı henüz orta yaşlıdır ve bir süre sonra Kasap Rıfkı ile evlenir.
Kasap Rıfkı, Terzi Fikri'nin aksine endamlı, boylu poslu, güçlü kuvvetliymiş.
Halvet olacakları ilk gecede Kasap Rıfkı'nın gurur damarı kabarmış, başlamış sormaya,
- Senin Fikri'de var mıydı bu pazılar?- E yoktu…- Var mıydı böyle boy, pos, güç, kuvvet…
Gururlanma faslı uzadıkça uzamış, uzadıkça uzamış… Kadının canına tak etmiş, sonunda yapıştırmış cevabı:-
Eh be adam ne yapacaksan yap artık! Terzi Fikri'de bunlar yoktu ama yaşasaydı
şimdiye kadar işi bitirip üstüne de iki pantolon dikmişti!
Temel ile Dursun
>
> Temel ile Tursun her gün mendirekte balık tutarlarmış..
> Bir gün Tursun, - "Ula Temel", demiş, "Haçan sen boyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam,
senin Fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam, penden çocuğu olsa, senle pen ne olurduk?"
> Temel sakin, yanıtlamış: - "Odeşmiş olurduk...".
NUMARALI KUTU
İŞİTME CİHAZI
Adam isitme cihazi almak için bir magazaya girmis, tezgâhtara;
"Ucuz bir sey olsun!" demis...
"Fiyatlar 2 dolar ile 2000 dolar arasinda degisiyor efendim..!" demis
tezgâhtar...
"2 dolarlik model nasil bir sey?"
"Bu butonu kulaginiza takip su teli boynunuzun üzerine birakiyorsunuz efendim!"
"Bu nasil çalisiyor?"
"Çalismiyor efendim... Kulaginizda bunu görenler daha yüksek sesle
konusmaya basliyorlar
Yalancı Eşşek
Çobanın biri dağda koyun otlatmaktadır.O sırada ihtiyar bir adam
çobanın yanına gelir ve su ister. Çoban ihtiyar adama su verir. İhtiyar da
çobana teşekkür ederek biraz soluklanmak için çobanın yanına oturur. O
sırada ihtiyarın gözü çobanın köpeğine takılır ve çobana dönerek
- Ey çoban senin bu köpeğin konuşur mu? der
Çoban gülerek
-Amca o bir köpek köpek nasıl konuşsun der
I sıra ihtiyar adam elindeki asasını köpeğin önüne vurarak
-Ey köpek anlat bakalım çobanın sana ne yapıyor, nasıl davranıyor
diye sorar.
Köpeğin gözleri açılır ve başlar konuşmaya
-Çobanım bana çok iyi daranıyor, her gün yemeğimi veriyor, ben de
sürüsüne bakıyorum der.
Çoban çok şaşırır. Tam o sıra ihtiyarın gözüne çobanın koyunları
takılır ve çobana dönerek,
-Ey çoban senin bu koyunlar konuşur mu? der
Çoban;
-Amca hadi köpek bi şekilde konuştu ama onlar koyun nasıl konuşsun
der.
İhtiyar koyunların birinin önüne asasını vurarak;
-Ey koyun anlat bakalım çobanınız size ne yapıyor, nasıl davranıyor?
der
Koyunun gözleri açılır ve başlar konuşmaya
-Çobanımız bize çok iyi davranıyor. Sabahları ahırdan alıp, akşama
kadar otlatıp başımızda bekliyor tekrara akşam ahıra götürüyor,der
Çoban iyice şaşırmıştır. Tam o sıra ihytiyarın gözü bu sefer çobanın
eşeğine takılır ve çobana sorar.
-Ey çoban peki senin bu eşek konuşur mu? der
Çoban kızarır, bozarır ve ihtiyara dönerek
-Konuşur ama hep yalan söyler... der.
DAHA ÖNCE GELECEKTIK
Otomobil kazasinda olen yasli cift, dogru cennete gonderilirken
gorevli anlatmaya baslar:
"Su denize bakan villa sizin.
Yaninda tenis kortu, yuzme havuzu ve golf parkuru var.
Istediginiz herhangi birsey icin su dugmeye basmaniz yeterli.
Cennet gorevlileri derhal takdim edecekler.."
Gorevli ayrilinca, adam karisini azarlamaya baslar..
"Allah seni kahretsin Vildan, hep senin hatan.."
"Nasil yani bey ?!"
"O Allah'in belasi yuruyus programlarin, vitamin haplarin,
yulaf corbalarin, icki, sigara yasaklamalarin
olmasa buraya yillar once gelecektik.."
AIDS
Temel akciger kanseri olmus, doktorlar, " Iki aydan daha fazla yasaman
mucize olur!" demisler ve umitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.
Olecegini anlayan Temel, butun dostlariyla helallesmeye karar vermis.Fakat
bizim Temel gordugu herkese kendisinin AIDS hastaliginayakalandigini ve
iki ay icinde olecegini anlatiyor ve helal etmeleriniistiyomus>haklarini...
Bunu duyanlar Temel'e helallik
veriyorlarmis ama biryandan da elini bile son bir defa sIkIp,
kucaklasmaktan kaciniyorlarmis.Temel'in en iyi arkadasi Dursun Temel'in bu
yaptigini duyunca sormus; "YaTemel, anladik sen Kanser oldun olecen,
neden millete AIDS oldum diyon,bak herkesi bir korku sardi" demis. Temel;
"Ya Tursun, oyle de oleceeezzzboyle de olecez, bari kariyi saglama alalim" dedim
(Bir ayı aşkın süredir 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diyen Ankara elitlerinin durumu)
Biraz çelimsizce bir zat olan Terzi Fikri vefat eder.
Hanımı henüz orta yaşlıdır ve bir süre sonra Kasap Rıfkı ile evlenir.
Kasap Rıfkı, Terzi Fikri'nin aksine endamlı, boylu poslu, güçlü kuvvetliymiş.
Halvet olacakları ilk gecede Kasap Rıfkı'nın gurur damarı kabarmış, başlamış sormaya,
- Senin Fikri'de var mıydı bu pazılar?- E yoktu…- Var mıydı böyle boy, pos, güç, kuvvet…
Gururlanma faslı uzadıkça uzamış, uzadıkça uzamış… Kadının canına tak etmiş, sonunda yapıştırmış cevabı:-
Eh be adam ne yapacaksan yap artık! Terzi Fikri'de bunlar yoktu ama yaşasaydı
şimdiye kadar işi bitirip üstüne de iki pantolon dikmişti!
Temel ile Dursun
>
> Temel ile Tursun her gün mendirekte balık tutarlarmış..
> Bir gün Tursun, - "Ula Temel", demiş, "Haçan sen boyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam,
senin Fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam, penden çocuğu olsa, senle pen ne olurduk?"
> Temel sakin, yanıtlamış: - "Odeşmiş olurduk...".
> Doktorun biri yeni bir
> muayene açmış. Kapıya yazmış...
> "Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz..."
> Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor...
> Her gelen hasta iyileşip gidiyor...
> Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş...
> Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı
> geri alacak ya, kapıyı çalmış...
> "Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum..." ;
> Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:"
> Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin"
> Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş
> ve anında tükürmüş...
> "Ama Bu bok!!!!!"
> Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.."
> Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş...
> Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına
> dayanmış doktorun...
> "Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!"
> Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım,
> sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.
> Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"...
> Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...."
> Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı...
> Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.."
> Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey
> yapamıyorum..."
> Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz
> numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla,
> "S.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış..
> Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!
Iskocyalinin tavugu Ingiliz'in bahcesine yumurtlamis. Biri:
- Tavuk benim, yumurta da benimdir, diyor. Digeri:
- Benim bahcem, yumurta da benimdir.
En sonunda Iskoc:
- Bu boyle surer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalim. Yerde en kisa sure kalan yumurtayi alsin.
Ingiliz de kabul ediyor. Iskoc'un once tekme atmasina karar veriyorlar. Iskoc en agir postallarini giyip geliyor. Iyice bir abanip Ingiliz'in bacaklarinin arasina bir tekme atiyor.
Ingiliz yarim saat sonra ancak kalkabiliyor. Ingiliz tam tekmeyi atmak icin hazirlaniyorken, Iskoc yumurtayi uzatiyor:
- Al senin olsun, bir yumurta icin degmez.