3 yahudi

ÜÇ YAHUDİ

 

Üç yahudi genç kardeş kendi işlerini kurup zengin olmuş ve yaşgününde

annelerine aldiklari hediyeleri birbirine anlatarak  böbürleniyorlarmiş.

Birincisi demiş ki: "Ben anneme kocaman bir ev aldim"

ikincisi : "Ben bir Mercedes aldim ve bir de şöför tuttum"

Üçüncüsü: "Benim hediyem hepinizden güzel. Annemin tevrati okumayı nekadar

çok sevdiğini ve artik gözleri iyi görmediği için artik okuyamadiğini  biliyorsunuz.

Ona bütün Tevrati ezbere bilen büyük kahve rengi bir papağan gönderdim

Onu eğitmek için 12 haham 12 yil boyunca uğraşıp. Bu papağan için   havraya

20 yil boyunca her yıl 1 milyon dolar bağişlayacağim ama buna değer.

Annem sadece bölümün adini söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak"

Kisa bir süre sonra annneleri üçünede birer teşekkür mektubu yazmiş:

Birinciye:

"Milton, bu ev çok büyük. Bana birtek odasi yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kaliyorum."

ikinciye:

"Marvin, yolculuk etmek için çok yaşliyim, arabayi hiç kullanmiyorum ve şöför çok kaba."

Üçüncüye:

"Canim Melvin'im, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladim sensin.

Tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim. 

şaplaK
Adamin biri sinemaya gider. Tam sinemada film baslarken önüne saçini
kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin
kafasina vurur... Arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez. Adam
içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra "Oglum adam iri
yari.Ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina Temel oturur..
Adam Temel'e donup "Su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur
sana 5 milyon verecem" der. Temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane
yapistirir ve devam eder "Ulan Hasan sen burada miydin" der. Adam donup
"Ne Hasani kardesim" der Temel de "Pardon kardesim karistirdim" der ve adam
onune donunce 5 milyonunu alir.

Adam dayanamaz ve Temel'e donup "Kardes bi tane daha yapistir sana 10
milyon verecem" der. Temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder
"Hasan sensin be yeme beni" Adam donup "Hasan degilim kardesim be " diyip
on koltuklardan birine oturur.

Temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami
aramaya baslar ve bulur hemen Temel'e donup "Bak kardesim iste oraya
oturmus. Git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi
verecem" der. Temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine
bi tane yapistirip

"Ulan Hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki
adami sen sanip ensesine vuruyorum"...
 
MATEMATİK
 
-Emekli ogretmen yolda giderken,

     yanina son model bir araba durmus.

                 Icinden cikan bir genc:

               - Hocam sizi gideceginiz yere kadar gotureyim.

      -Ogretmen genci tanimamis.

               - Genc: -Benim hocam Haci Bekir, tanimadin mi?

      Kayseri Lisesi'nden.

                - Ogretmen biraz hafizasini yoklayinca genci tanimis.

                 -Oglum Haci Bekir seni tanidim ama, bu ne zenginlik,

       sen fakir bir ogrenciydin.

              Haci Bekir anlatir:

              -Oyleydim hocam ama, okuldan sonra  ticarete basladim.

      Kisa zamanda biraz para kazandik.

              -  Bunu duyan ogretmen

        iyice sasirir:

              - Oglum ticaret hesap isidir. Ben seni matematikten

        sinifta birakmamis miydim?. Sen nasil ticaret yapiyorsun?

                -Valla  hocam

         matematik falan bilmem. 1'e alip 4'e satiyorum.

         Aradaki % 3'le de Gecinip gidiyoruz...
 
 BU GECEKI COK SURATSIZMIS ROGER
 
Roger agir sartlar altinda çalisan bir isçidir. Bos zamanlarinda hep bowling ve
voleybol oynamaktadir. Karisi bu duruma üzülür ve bir hafta sonu onu striptiz
kulübüne götürmeye karar verir. O aksam beraberce kulübe giderler. Kapidaki
bodyguard :

- Hey Roger. Seni görmek ne guzel, der. Karisi :
- Daha önce buraya gelmis miydin?
- Hayir o adami bowlingten taniyorum.

içeri girerler ve bir masaya otururlar. Garson gelir :
- iyi aksamlar Roger... Herzamanki gibi cin tonik di mi?
Karisi :
- Bana bak sen buraya daha önce geldin degil mi?
- Ne alakasi var? Voleyboldan tanirim onu bir iki tek içmisligimiz var. Ordan yani.

Karisi pek tatmin olmamistir, derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir ve :
- Selam Roger, yine özel masa sovundan mi istersin?
Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulübü terk eder, bir taksiye biner, taksi
kalkmadan Roger da biner. Kadin korkunç sinirlidir. Soför :
- Bu geceki cok suratsizmis Roger... 
 
ANLAŞMA

Birkac yuzyil once Papa butun yahudilerin Roma'yi terk etmeleri
gerektigine karar verir. Dogal olarak Yahudi toplumundan buyuk bir tepki
gelir. Bunun uzerine Papa, Yahudi toplumundan onde gelen birisinin
kendisiyle karsilikli dini bir muzakere yapmasini onerir. Yahudiler
kazanirsa kalacaklar, Papa kazanirsa gidecekler. Yahudiler caresiz kabul
eder ve temsilci olarak Moiz'i secerler. Ancak Moiz'in Papa ile ayni
dili
konusamamasi nedeniyle muzakere de konusmak yerine sadece isaret dilinin
kullanilmasini teklif ederler. Papa kabul eder.

Muzakere gunu geldiginde iki taraf karsilikli yerlerini alirlar ve
karsilikli olarak bir sure bakistiktan sonra;
-Papa elini kaldirarak 3 parmagini gosterir.
-Buna karsilik Moiz tek parmagini kaldirir.
-Papa parmaklarini sallayarak basinin etrafinda cevirir.
-Moiz ise parmagiyla yeri isaret ederek oturdugu yeri gosterir.
-Papa yanindaki cantadan bir parca ekmek ve sarap cikartinca
-Moiz de bir elma cikartir.
Bunun uzerine Papa ayaga kalkarak "Ben pes ediyorum, Yahudiler
kalabilirler" der.

Muzakere sonrasinda Papa'nin etrafina toplanan kardinaller Papa'ya
ne oldugunu sorduklarinda Papa;

Ben once 3 parmagimi gosterip Kutsal Ucluyu isaret ettim.
Buna karsilik o bana tek parmagini gosterip her iki dinin de tek tanriyi
tanidigini soyledi.
Ben parmaklarimi sallayip basimin etrafinda cevirerek tanrinin bizim
etrafimizda oldugunu gosterdigimde o da oturdugu yeri isaret ederek
tanrinin onlarin durdugu yerde de oldugunu isaret etti.
Ben kutsal ekmek ve sarap cikartip tanrinin bizim gunahlarimizi
bagisladigini gostermek istedigim zaman da hemen bir elma cikartip bana
ilk gunahi hatirlatti. Herifin her seye bir cevabi var. Ne yapabilirdim
ki?"
Ayni sirada Yahudi cemaati de Moiz'in etrafini sarmis ona nasil
basardigini soruyorlardi Moiz;
"Once bana 3 parmagini gosterip 3 gun icinde burayi terk etmemizi
istedi.
Ben de ona bir tekimizin bile ayrilmayacagimizi soyledim.
Sonra butun sehrin Yahudilerden temizlenecegini soyledi.
Ben de, hic bir yere gitmeyip oldugumuz yerde kalacagimizi soyledim"
"Sonra ne oldu?" diye kalabalik heyecanla sormus.
"Valla,sonrasini ben de pek anlamadim. Adam biraz hiddetlendi ve ogle
yemegini cikartti.
Bunun uzerine ben de benimkini cikarttim. Hepsi bu!.."
 

TEMEL BUSHA KARSI

 

 

Temel, Amerikanin durduk yerde Irak`a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush`a telefon eder:"Alooo! Ben, Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!"
Bush, gulerek yanitlar:"Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?"
Temel dusunur:"Hmmm...kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!"
Bush icinden kis kis guler ve ciddi olmaya calisarak:"Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der.
"Hmmm..." der Temel:
"Sizu pir sure sonra arayacagum."Aradan birkac gun gecer ve Temel, Bush`u yeniden arar:"Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!"
Bush, ilgiyle sorar:
"Neymis bunlar?" "Hacan, bizim Tursun`un tiraktoru, benim cakaralmaz tufek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdoveri..."Bush guler:"Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!"
Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir:
"Tamam, bir muddet sonra sizu yeniden arayacagum."Birkac hafta sonra Temel, Bush`u yeniden arar:
"Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum."
Bush merakla sorar:
"Neden?"
Temel, moralsiz bicimde yanitlar:
-Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur!

 

TEMBEL TEMEL

 

Temel askerde biraz tembel..Sabah istimasindan kaytarip bir agacin altina yatar.
-Ancak biraz sonra yakalanir.Komutan yanina cagirir.
-Meslegin nedir? -Insaat kalfalugu yapayurum komutanim.
-Ha demek oyle,Peki sen insaatta yaninda calisan bir isciyi boyle yatarken yakalarsan ne ederdin.
-Temel firsati kacirmaz:
-Hemen , hic dusunmeden isine son verirdim evine gonderurdum komitanum.

 

NEREYLE KONUSTUN  O KADAR

Adamın biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasını görür.

Bir bakar ki 3  milyar küsur lira fatura. Beyninden vurulmuşa döner.  
Hemen ayrıntılı fatura  ister. Fatura gelir.
Aranan bütün numaralar adamın arkadaşlarına ve  dostlarına aittir.  

Adam "Bu nasıl olur? Ödeyeceğiz mecburen" der.. 
O  sırada gözü papağanına takılır.  Bir an tereddüt eder.
Gece papağanı gözlemeye  karar  verir.  

Papağan
kafesinden çıkar ve telefonun basına gidip rehberi açar,
adamın arkadaşlarını tek tek arayıp saatlerce konuşmaya baslar. 

Adam sinirden  çıldırmış bir şekilde papağanı yakalar ve kanatlarından 

duvara  çiviler.  Papağan çarmıha gerilmiş bir vaziyette duvarda asili  
kalmıştır.  Adam sinirle papağanı azarlar; "Bir hafta burada asili  
kal da  aklin başına gelsin. Çek bakalım cezanı."  Adam gider. 

Papağan bir bakar karşı duvarda çarmıha  gerilmiş İsa durmakta.  

Hemen muhabbet koyulur; "Birader sen  ne kadardır  buradasın?" 
"2000 yıldır buradayım" der İsa.  Papağan hayretler  içinde kalır; 
"Ohaaaa! Nereyi  aradın lan öyle?"
HEM İŞ HEM SEX
Adamin biri is ariyormus. Cok istedigi bir firmanin gorusmelerine girmis.
 Sorular.. Sorular.. Sinavlar.. 
 
Yetkililer de fark etmis ki adam TIN TIN. Pek bir ise yaramaz. 
 
Neyse, Marketing istermisin demisler.Adam" Yok ben daha guzel.. 
Daha kalifiye bir is ariyorum" demis. Allah Allah sansini zorlama. 
Peki Satis dusunurmuydun? 
Adam "Yok o da olmaz, cok basit bir is o, ne varki mal satmakta, olmaz." 
 
Pekii icinde hem sex hem de seyahat olan bir is sunsak size: 
"Iste bu yaa, bunu niye bastan soylemiyorsunuz. Tam Boyle birsey ariyordum.
 Neymis o..??" 
 
"Sittir Git"
 
:)
 
HANGI LASTIK
 
 

4 tane universite ogrencisi, uyanamadiklari icin matematik
finaline gec kalirlar ve okula gidince hocaya arabalarinin lastiginin
patladigini soylerler...

Hoca ilk basta inanmaz ama ogrencilerinin
yalvarmalarina dayanamayarak, onlari 3 gun sonra sinav yapacagini soyler.
Sinav gunu gelince hoca, 4 ogrencinin hepsini bos bir salonun ayri ayri
koselerine oturtur.
Sinav gecme sistemi soyledir: 100 uzerinden 50 puan alan herkes
sinavi gecebilir... Hocanin hazirladigi sinavda ise on sayfada 10'ar
puanlik 4 tane basit matematik sorusu vardir... Bunlari kolayca cozerler.
Arka sayfada ise 60 puanlik 1 soru vardir: "Hangi lastik
patladi

İKİ ARKADAS

İki arkadaŞ, Hamdi ile Mahmut, beraberce bir iş
 seyahatine çıkmışlar.Hamdi, Mahmut'un her gece yatmadan önce 'Allahım, anamın düşündüğü düşman başına,

karımın düşündüğü benim başıma' diye dua ettiğine dikkat etmiş ve sormuş
"Arkadaş senin anan bu kadar kötü bir kadın mı? Senin karın bir melek mi?

Halbuki normal olarak insanların anaları iyiliklerini ister!" Hamdi gülümseyerek cevap vermiş

"Kardeşim şimdi anam oturup düşünüyordur. "Benim Hamdi'nin başına bir iş mi geldi? Bir kaza mi geçirdi?" diye.

Halbuki karım "Bu herif kim bilir şimdi hangi kadınla eğleniyordur? Neler beceriyordur?" diye düşünür.

Onun için anamın düsündügü düsman basına, karimin düşündüğü benim basıma der dururum."

İŞİTME CİHAZI


 

 

 

 

 

Adam isitme cihazi almak için bir magazaya girmis, tezgâhtara;
"Ucuz bir sey olsun!" demis...
"Fiyatlar 2 dolar ile 2000 dolar arasinda degisiyor efendim..!" demis
tezgâhtar...
"2 dolarlik model nasil bir sey?"
"Bu butonu kulaginiza takip su teli boynunuzun üzerine birakiyorsunuz efendim!"
"Bu nasil çalisiyor?"
"Çalismiyor efendim... Kulaginizda bunu görenler daha yüksek sesle
konusmaya basliyorlar

 


 

 

 

  Yalancı Eşşek

 



       Çobanın biri dağda koyun otlatmaktadır.O sırada ihtiyar bir adam
çobanın yanına gelir ve su ister. Çoban ihtiyar adama su verir. İhtiyar da
çobana teşekkür ederek biraz soluklanmak için çobanın yanına oturur. O
sırada ihtiyarın gözü çobanın köpeğine takılır ve çobana dönerek
       - Ey çoban senin bu köpeğin konuşur mu? der
       Çoban gülerek
       -Amca o bir köpek köpek nasıl konuşsun der
       I sıra ihtiyar adam elindeki asasını köpeğin önüne vurarak
       -Ey köpek anlat bakalım çobanın sana ne yapıyor, nasıl davranıyor
diye sorar.
       Köpeğin gözleri açılır ve başlar konuşmaya
       -Çobanım bana çok iyi daranıyor, her gün yemeğimi veriyor, ben de
sürüsüne bakıyorum der.
       Çoban çok şaşırır. Tam o sıra ihtiyarın gözüne çobanın koyunları
takılır ve çobana dönerek,
       -Ey çoban senin bu koyunlar konuşur mu? der
       Çoban;
       -Amca hadi köpek bi şekilde konuştu ama onlar koyun nasıl konuşsun
der.
       İhtiyar koyunların birinin önüne asasını vurarak;
       -Ey koyun anlat bakalım çobanınız size ne yapıyor, nasıl davranıyor?
der
       Koyunun gözleri açılır ve başlar konuşmaya
       -Çobanımız bize çok iyi davranıyor. Sabahları ahırdan alıp, akşama
kadar otlatıp başımızda bekliyor tekrara akşam ahıra götürüyor,der
       Çoban iyice şaşırmıştır. Tam o sıra ihytiyarın gözü bu sefer çobanın
eşeğine takılır ve çobana sorar.
       -Ey çoban peki senin bu eşek konuşur mu? der
       Çoban kızarır, bozarır ve ihtiyara dönerek
       -Konuşur ama hep yalan söyler... der.

 

 

DAHA ÖNCE GELECEKTIK

 

 

Otomobil kazasinda olen yasli cift, dogru cennete gonderilirken

gorevli anlatmaya baslar:
"Su denize bakan villa sizin.
Yaninda tenis kortu, yuzme havuzu ve golf parkuru var.
Istediginiz herhangi birsey icin su dugmeye basmaniz yeterli.

Cennet gorevlileri derhal takdim edecekler.."
Gorevli ayrilinca, adam karisini azarlamaya baslar..
"Allah seni kahretsin Vildan, hep senin hatan.."
"Nasil yani bey ?!"
"O Allah'in belasi yuruyus programlarin, vitamin haplarin,

yulaf corbalarin, icki, sigara yasaklamalarin

olmasa buraya yillar once gelecektik.."

 

 

 

 

AIDS

Temel akciger kanseri olmus, doktorlar, " Iki aydan daha fazla yasaman
mucize olur!" demisler ve umitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.

Olecegini anlayan Temel, butun dostlariyla helallesmeye karar vermis.Fakat  

 bizim Temel gordugu herkese kendisinin AIDS hastaliginayakalandigini ve  

iki ay icinde olecegini anlatiyor ve helal etmeleriniistiyomus>haklarini...

Bunu duyanlar Temel'e helallik
veriyorlarmis ama biryandan da  elini bile son bir defa sİkİp,

kucaklasmaktan kaciniyorlarmis.Temel'in en  iyi arkadasi Dursun Temel'in bu

yaptigini duyunca sormus; "YaTemel,  anladik sen Kanser oldun olecen,

neden millete AIDS oldum diyon,bak  herkesi bir korku sardi" demis. Temel;

"Ya Tursun, oyle de oleceeezzzboyle  de olecez, bari kariyi saglama alalim" dedim

(Bir ayı aşkın süredir 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diyen Ankara elitlerinin durumu)

Biraz çelimsizce bir zat olan Terzi Fikri vefat eder.

Hanımı henüz orta yaşlıdır ve bir süre sonra Kasap Rıfkı ile evlenir.

Kasap Rıfkı, Terzi Fikri'nin aksine endamlı, boylu poslu, güçlü kuvvetliymiş.

Halvet olacakları ilk gecede Kasap Rıfkı'nın gurur damarı kabarmış, başlamış sormaya,

- Senin Fikri'de var mıydı bu pazılar?- E yoktu…- Var mıydı böyle boy, pos, güç, kuvvet…

Gururlanma faslı uzadıkça uzamış, uzadıkça uzamış… Kadının canına tak etmiş, sonunda yapıştırmış cevabı:-

Eh be adam ne yapacaksan yap artık! Terzi Fikri'de bunlar yoktu ama yaşasaydı

şimdiye kadar işi bitirip üstüne de iki pantolon dikmişti!

 

Temel ile Dursun
>
> Temel ile Tursun her gün mendirekte balık tutarlarmış..
> Bir gün Tursun, - "Ula Temel", demiş, "Haçan sen boyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam,

senin Fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam, penden çocuğu olsa, senle pen ne olurduk?"
> Temel sakin, yanıtlamış: - "Odeşmiş olurduk...".

NUMARALI KUTU

İŞİTME CİHAZI


 

 

 

 

 

Adam isitme cihazi almak için bir magazaya girmis, tezgâhtara;
"Ucuz bir sey olsun!" demis...
"Fiyatlar 2 dolar ile 2000 dolar arasinda degisiyor efendim..!" demis
tezgâhtar...
"2 dolarlik model nasil bir sey?"
"Bu butonu kulaginiza takip su teli boynunuzun üzerine birakiyorsunuz efendim!"
"Bu nasil çalisiyor?"
"Çalismiyor efendim... Kulaginizda bunu görenler daha yüksek sesle
konusmaya basliyorlar

 


 

 

 

  Yalancı Eşşek

 



       Çobanın biri dağda koyun otlatmaktadır.O sırada ihtiyar bir adam
çobanın yanına gelir ve su ister. Çoban ihtiyar adama su verir. İhtiyar da
çobana teşekkür ederek biraz soluklanmak için çobanın yanına oturur. O
sırada ihtiyarın gözü çobanın köpeğine takılır ve çobana dönerek
       - Ey çoban senin bu köpeğin konuşur mu? der
       Çoban gülerek
       -Amca o bir köpek köpek nasıl konuşsun der
       I sıra ihtiyar adam elindeki asasını köpeğin önüne vurarak
       -Ey köpek anlat bakalım çobanın sana ne yapıyor, nasıl davranıyor
diye sorar.
       Köpeğin gözleri açılır ve başlar konuşmaya
       -Çobanım bana çok iyi daranıyor, her gün yemeğimi veriyor, ben de
sürüsüne bakıyorum der.
       Çoban çok şaşırır. Tam o sıra ihtiyarın gözüne çobanın koyunları
takılır ve çobana dönerek,
       -Ey çoban senin bu koyunlar konuşur mu? der
       Çoban;
       -Amca hadi köpek bi şekilde konuştu ama onlar koyun nasıl konuşsun
der.
       İhtiyar koyunların birinin önüne asasını vurarak;
       -Ey koyun anlat bakalım çobanınız size ne yapıyor, nasıl davranıyor?
der
       Koyunun gözleri açılır ve başlar konuşmaya
       -Çobanımız bize çok iyi davranıyor. Sabahları ahırdan alıp, akşama
kadar otlatıp başımızda bekliyor tekrara akşam ahıra götürüyor,der
       Çoban iyice şaşırmıştır. Tam o sıra ihytiyarın gözü bu sefer çobanın
eşeğine takılır ve çobana sorar.
       -Ey çoban peki senin bu eşek konuşur mu? der
       Çoban kızarır, bozarır ve ihtiyara dönerek
       -Konuşur ama hep yalan söyler... der.

 

 

DAHA ÖNCE GELECEKTIK

 

 

Otomobil kazasinda olen yasli cift, dogru cennete gonderilirken

gorevli anlatmaya baslar:
"Su denize bakan villa sizin.
Yaninda tenis kortu, yuzme havuzu ve golf parkuru var.
Istediginiz herhangi birsey icin su dugmeye basmaniz yeterli.

Cennet gorevlileri derhal takdim edecekler.."
Gorevli ayrilinca, adam karisini azarlamaya baslar..
"Allah seni kahretsin Vildan, hep senin hatan.."
"Nasil yani bey ?!"
"O Allah'in belasi yuruyus programlarin, vitamin haplarin,

yulaf corbalarin, icki, sigara yasaklamalarin

olmasa buraya yillar once gelecektik.."

 

 

 

 

AIDS

Temel akciger kanseri olmus, doktorlar, " Iki aydan daha fazla yasaman
mucize olur!" demisler ve umitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.

Olecegini anlayan Temel, butun dostlariyla helallesmeye karar vermis.Fakat  

 bizim Temel gordugu herkese kendisinin AIDS hastaliginayakalandigini ve  

iki ay icinde olecegini anlatiyor ve helal etmeleriniistiyomus>haklarini...

Bunu duyanlar Temel'e helallik
veriyorlarmis ama biryandan da  elini bile son bir defa sIkIp,

kucaklasmaktan kaciniyorlarmis.Temel'in en  iyi arkadasi Dursun Temel'in bu

yaptigini duyunca sormus; "YaTemel,  anladik sen Kanser oldun olecen,

neden millete AIDS oldum diyon,bak  herkesi bir korku sardi" demis. Temel;

"Ya Tursun, oyle de oleceeezzzboyle  de olecez, bari kariyi saglama alalim" dedim

(Bir ayı aşkın süredir 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diyen Ankara elitlerinin durumu)

Biraz çelimsizce bir zat olan Terzi Fikri vefat eder.

Hanımı henüz orta yaşlıdır ve bir süre sonra Kasap Rıfkı ile evlenir.

Kasap Rıfkı, Terzi Fikri'nin aksine endamlı, boylu poslu, güçlü kuvvetliymiş.

Halvet olacakları ilk gecede Kasap Rıfkı'nın gurur damarı kabarmış, başlamış sormaya,

- Senin Fikri'de var mıydı bu pazılar?- E yoktu…- Var mıydı böyle boy, pos, güç, kuvvet…

Gururlanma faslı uzadıkça uzamış, uzadıkça uzamış… Kadının canına tak etmiş, sonunda yapıştırmış cevabı:-

Eh be adam ne yapacaksan yap artık! Terzi Fikri'de bunlar yoktu ama yaşasaydı

şimdiye kadar işi bitirip üstüne de iki pantolon dikmişti!

 

Temel ile Dursun
>
> Temel ile Tursun her gün mendirekte balık tutarlarmış..
> Bir gün Tursun, - "Ula Temel", demiş, "Haçan sen boyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam,

senin Fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam, penden çocuğu olsa, senle pen ne olurduk?"
> Temel sakin, yanıtlamış: - "Odeşmiş olurduk...".


 

 

 

> Doktorun biri yeni bir
> muayene açmış. Kapıya yazmış...

> "Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz..."

> Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor...

> Her gelen hasta iyileşip gidiyor...

> Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş...

> Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı
> geri alacak ya, kapıyı çalmış...

> "Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum..." ;
> Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:"

> Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin"

> Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş
> ve anında tükürmüş...

> "Ama Bu bok!!!!!"

> Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.."

> Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş...

> Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına
> dayanmış doktorun...

> "Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!"

> Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım,
> sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.

> Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"...

> Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...."

> Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı...

> Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.."

> Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey
> yapamıyorum..."
> Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz
> numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla,
> "S.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış..
> Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!



 

Iskocyalinin tavugu Ingiliz'in bahcesine yumurtlamis. Biri:

- Tavuk benim, yumurta da benimdir, diyor. Digeri:

- Benim bahcem, yumurta da benimdir.

En sonunda Iskoc:

- Bu boyle surer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalim. Yerde en kisa sure kalan yumurtayi alsin.

Ingiliz de kabul ediyor. Iskoc'un once tekme atmasina karar veriyorlar. Iskoc en agir postallarini giyip geliyor. Iyice bir abanip Ingiliz'in bacaklarinin arasina bir tekme atiyor.

Ingiliz yarim saat sonra ancak kalkabiliyor. Ingiliz tam tekmeyi atmak icin hazirlaniyorken, Iskoc yumurtayi uzatiyor:

- Al senin olsun, bir yumurta icin degmez.

 

 

AFYON KAYMAĞINDA
 
KALİTE BİZİM İŞİMİZ
 
AFYONKARAHİSARA UĞRADIĞINIZDA
 
Afyon Kaplıcalarının şifalı sularına girmeden,
İhsaniye-Ayazin (Metropolis) bölgesi, Sandıklı Akdağ -Tokalı Kanyonu, İscehisar'daki Peri Bacalarını görmeden,
Afyon Arkeoloji Müzesi, Ulu Cami, İmaret Cami, Afyon Kalesini gezmeden,
Kaymaklı ekmek kadayıfı yemeden,
Bayat'ın kök boyalı kilimleri ve Dazkırı'nın ipek halısından almadan

DÖNMEYİN
 
Bugün 6 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol